Takiptesiniz biliyorum bayım!
Yolumu yordamımı
biliyorum panik yok. Hangi yolu seçersem seçeyim yürüyorum. Korkmanıza
gerek yok. Masallarda kaldı yolunu kaybeden kırmızı başlıklı kız sendromları o
nedenle telaş etmenizin lüzumu yok..
Halen danteller nakış nakış işleniyor, kızlar iğne oyası
yapıyor, köylüler gölgede dizlerinin üzerine çömleşiyor, halen hava sıcak ve
hala tv saçmalıyor. Gördünüz mü değişen hiçbir şey yok. Her şey yerli yerinde
yani. Bıraktığınız gibi !
Saat
belki gündüz belki de gecenin bir yarısı bilemiyorum…Kara çarşafı
çekiyorum üzerinden ruhumun ve bakıyorum ruhuma tekrar. Değişen hiçbir şey yok.Kalbim işlevsiz ve yerinde, ruhum ise ara ara atıyor sadece .
Tik tak tik
tak..Burda her şey aynı,peki ya sizin oralar nasıl?
Burda Mezopotamya hep ışıldıyor geceleri. Nicedir bilmeyiz biz uzaklığın cazibesini.
Her gelen gidiyor buradan bayım, her gelen. Kendine aşık ettiriyor şehir sonra
kaçırtıyor bilemiyorum neden? Terketmeyen yalnızca ikimiziz sanki. : Taşlar ve
ben.
Bilmezsiniz belki siz bizim buraları, bilseniz tek etmezdiniz. Herkes
canlıdır burada. Taş,toprak,hava, su. Herkes konuşur burada.
Açın kulağınızı bakın
ne demiş taştan duvarlar bakın ne demiş iyi dinleyin: Siz gittiniz ve herkese
küstü bu kent…
Açmıyor artık kollarını her gelene. Sarmıyor sarmalamıyor, ruhunu
teslim etmiyor, taşlar ses vermiyor, ova konuşmuyor, kuşlar göçüyor, şairler
şiir yazmıyor. Bu kent çok hüzünlü artık bilin istedim.
Beni takip etmenize gerek yok . Her şey kontrol altında ...
Sadece bilin istedim:
Siz gittiniz ve herkese küstü bu kent bayım…
No comments:
Post a Comment