Bir yanı salyalıydı yüzümün, bir tarafı çizik, çizik... Bir
yanım paramparça , bir yanım sersem, bir yanım tam, bir yanım eksik…
Uğultusuydu midemin beni alaşağı eden. Başka neden aramak gereksizdi,.. Beynimde
uçuşan kuşlar dünden kalmaydı, en son ne demiştim de uyuyakalmıştım?
Hatırlayamadım. Dünya, ayaklarımın altında yer değiştiriyordu çoğu zaman. Hareketi
sevmek gerekçeydi, hareketsiz kalmak ise sonucuydu gecenin.. .Şarkıları anlamaya gerek yoktu...
Kırık dökük sabahın, ruhsuz kalmış ayın ve isteksiz güneşin
sabahıydı işte. Keskin kahve kokusunun, yeşilin,mavinin, toprağın,taşın
sarısının ilk gününe merhabaydı.. Merhabaydı her sabah gün ışımadan farklı öten kuşlara, merhabaydı uçurtmalara,
merhabaydı güne huysuz başlayan kapıcıya..
Hiç bilmediğini bir şey için bekler mi insan ? Dünyanın en
zor işini yapıyorum o yüzden. Dünyanın en zor işini.. Bekliyorum…. Geceyi
bekliyorum, gündüzü bekliyorum.. Dünya güzel bir yer olacak diyorlar,
bekliyorum.. Barış olacak çoğu yerde diyorlar, puşta yer kalmayacak öyle
diyorlar. Bekliyorum…
Hiç beklediniz mi birini, bir şeyleri ? Saatlerce, günlerce,
aylarca, yıllarca… Umarsızca bekler bazıları.. Kıpırdamaz hiçbir yere. Yaprak
bile oynatmaz.
Kimileri en iyi bildiği şeyi yapar
bazen hatta en çok bildiği şeyi.. Bekler.. Herkes gider ve bekler bazen
insan.. Kimi ve neyi beklediğini bilmeden..
Bekliyoruz işte belki birşey değişir diye...
Bekliyoruz işte belki birşey değişir diye...
No comments:
Post a Comment