Hep hazırdır beynimde yapacak işlerim, gidilecek yerlerim,
ziyaret saatlerim. Arada sırada unutmamak için çantamda borç defterim bile var.
Planlamadan hareket etmek gerektiğine
inandığım halde sağ alt hanede hep" B" planı olan biriyim. Haliyle hep sonsuza kadar yaşayacağımızı düşündüğümüzden olacak ki bazen unutulur aslında küçük hesap gibi
görünen ama aslında bir yük gibi ölüm
merasimi.
Halen nefes alıyorken, ölümümü de planlamak istiyorum. Ne var ki bunda?
Halen nefes alıyorken, ölümümü de planlamak istiyorum. Ne var ki bunda?
İş
planı, evilik planı,çocuk planı, gezi planı .. Her şey yerli yerinde iken
nerede kaldı ölüm merasimi planı?
Zihniniz
bundan saçma şey olur mu diyor hissedebiliyorum bunu. Yaşam da üstlendiğim bir
misyonun bir anlamı olsa gerek değil mi? İşimi tasarladığım gibi ölümümü de
tasarlamalıyım.
..İster
gömün, ister savurun küllerimi hiç fark etmez.
Beni en çok çelenkler çıldırtır ya da o mis
kokulu çiçekler. Nedir Allah aşkınıza o karanfiller, güller? Ne günahı var
kaktüslerin? Mutlaka bitki alacaksanız kaktüs alın bana ölürsem.
Kaktüs
olmalı baş ucumda, sıcaktan etkilenmez,soğuktan etkilenmez., gerekmediği sürece
çiçek açmaz, agırbaşlıdır kaktüs.Severim.
İstemem öylece solan karanfilleri, gülleri,
papatyaları .. Hem ölmüşüm zaten ne kadar da anlamsız gelir yaşam gibi solan
bitkiler..
Kimseye
yük olmadan yaşadığıma göre, öyle toplu mezarlara falan da gelemem. Yalnız
olmalıyım, tek olmalıyım. Burcuma yakışır olmalı ayrıca. Kıskancım ne de olsa
ne o öyle sağım da solum da benden başka uyuyanlar! Mümkünse yalnız olmalıyım.
Kalabalıktan pek de haz etmem.
Ziyaretime
falan da gelmeyin. Dayanamam ağlaşmalarınıza, zoraki mutsuzluklarınıza.
Geleneklerinizden
bir türlü vazgeçemeyeceksiniz biliyorum. illa gelip bir şeyler okuyacaksınız -gömerseniz
beni- taşlarımın üzerinde .. Madem özgürlük alanıma müdahale edecekseniz mümkünse gezi notlarınızı anlatın bana, mutlu
olduğunuz anları. Masal anlatmayın bana gerçekleştirdiğiniz ama gerçekten
gerçekleştirmek istediklerinizi anlatın bana. Ölmüş bile olsam boş lafa gelemem
dolu dolu anları anlatın, dinlerim.
Ha bu
arada gelirseniz yanıma bulundurun isterim
pastaları, börekleri. Ölmüş bile olsam misafirperverim.
Sahi
bahsi geçmişken söyleyeyim, panik olmayın aniden ölmeme. Şaşayı severim o
nedenle karizmatik ölmeliyim. Ne o oyle hastalandı da öldü lafları hiç haz
etmem. Olabildiğince asil ölmeliyim. Özgür bırakıyorum sizi yakışanı siz seçin
lakin ‘ vur patlasın çal oynasın isterim
cenaze ertesi. Sizin için değil elbette madem öldüm sevindirmelisiniz beni. ‘
dibine kadar yaşamayı seven ama belki de yaşayamayan birinin vasiyetinden
diyebilirsiniz elbet.
Arabesk laflar etmeyin yeter. Sıradanlığı sevmem en sıradışı
cenazeyi isterim. Müzik olmalı mutlaka.
Müzikler öldüğüm yaşa hitap etmesin. Ruhum hep ondokuz
unutmayasınız. Madem taşlarımın üzerine gelecekseniz ritmini iyi tutturun
isterim. Lütfen sırayı bozmayın önce ağırdan alıp hareketlenin. Ağlayıp, zırlayıp öldüğümü hissettirmeyin.
Çok
entel davranmanıza da gerek yok, sıkılırsanız derdinizi de dinlerim.
Bencilce
bulabilirsiniz belki ama arta kalan paraları dağıtmayı düşündüğüm bir vasiyet
mektubum olmayacak, olursa sadece sayenizde tarihe geçebilecek ölümüm olacak.
Orada
zaman nasıl işliyor bilemem o nedenle gelişen teknolojiyi, modayı takip edemem
arada onlardan da haber verin.
Kavga
bile edebiliriz öldüğümde, olaylara tavrımı hep bilirsiniz değil mi? Neye daha
çok sinirlendiğimi bile. Kızdırdığınızı hissedip, yaşarken ki ses tonumu sadece
siz duyabilirsiniz.Kim bilir belki taşlarımın üzerinde bangır bangır bile
bağırabilirsiniz. En şanslı ben olacam yine. Yaşasın! Herkes beni haklı bulacak
taşlardan hiç sesim çıkmadığı için, oysa ki siz ‘ ne çingenedir o bilmezsiniz’ diyeceksiniz.
Bunları
yapacaksınız değil mi? Yaparsanız
bunları size sonsuza kadar minnettar olurum ayrıca yaşadığım için değil, öldüğüm için "ne
şanslıymışım be "bile derim!!!
.
No comments:
Post a Comment