Thursday, July 10, 2014

PLANLANMIŞ ÖLÜM MERASİMİ

Hep hazırdır beynimde yapacak işlerim, gidilecek yerlerim, ziyaret saatlerim. Arada sırada unutmamak için çantamda borç defterim bile var. Planlamadan hareket  etmek gerektiğine inandığım halde sağ alt hanede hep" B" planı olan biriyim. Haliyle hep sonsuza kadar yaşayacağımızı düşündüğümüzden olacak ki bazen unutulur aslında küçük hesap gibi görünen ama aslında bir yük gibi  ölüm merasimi.

Halen nefes alıyorken, ölümümü  de planlamak istiyorum.  Ne var ki bunda?
İş planı, evilik planı,çocuk planı, gezi planı .. Her şey yerli yerinde iken nerede kaldı ölüm merasimi planı?
Zihniniz bundan saçma şey olur mu diyor hissedebiliyorum bunu. Yaşam da üstlendiğim bir misyonun bir anlamı olsa gerek değil mi? İşimi tasarladığım gibi ölümümü de tasarlamalıyım.
..İster gömün, ister savurun küllerimi hiç fark etmez.
 Beni en çok çelenkler çıldırtır ya da o mis kokulu çiçekler. Nedir Allah aşkınıza o karanfiller, güller? Ne günahı var kaktüslerin? Mutlaka bitki alacaksanız kaktüs alın bana ölürsem.
Kaktüs olmalı baş ucumda, sıcaktan etkilenmez,soğuktan etkilenmez., gerekmediği sürece çiçek açmaz, agırbaşlıdır kaktüs.Severim. 
 İstemem öylece solan karanfilleri, gülleri, papatyaları .. Hem ölmüşüm zaten ne kadar da anlamsız gelir yaşam gibi solan bitkiler..
Kimseye yük olmadan yaşadığıma göre, öyle toplu mezarlara falan da gelemem. Yalnız olmalıyım, tek olmalıyım. Burcuma yakışır olmalı ayrıca. Kıskancım ne de olsa ne o öyle sağım da solum da benden başka uyuyanlar! Mümkünse yalnız olmalıyım. Kalabalıktan pek de haz etmem.
Ziyaretime falan da gelmeyin. Dayanamam ağlaşmalarınıza, zoraki mutsuzluklarınıza.
Geleneklerinizden bir türlü vazgeçemeyeceksiniz biliyorum. illa gelip bir şeyler okuyacaksınız -gömerseniz beni- taşlarımın üzerinde .. Madem özgürlük alanıma müdahale edecekseniz  mümkünse gezi notlarınızı anlatın bana, mutlu olduğunuz anları. Masal anlatmayın bana gerçekleştirdiğiniz ama gerçekten gerçekleştirmek istediklerinizi anlatın bana. Ölmüş bile olsam boş lafa gelemem dolu dolu anları anlatın, dinlerim.

Ha bu arada gelirseniz yanıma bulundurun isterim  pastaları, börekleri. Ölmüş bile olsam misafirperverim.

    Sahi bahsi geçmişken söyleyeyim, panik olmayın aniden ölmeme. Şaşayı severim o nedenle karizmatik ölmeliyim. Ne o oyle hastalandı da öldü lafları hiç haz etmem. Olabildiğince asil ölmeliyim. Özgür bırakıyorum sizi yakışanı siz seçin lakin  ‘ vur patlasın çal oynasın isterim cenaze ertesi. Sizin için değil elbette madem öldüm sevindirmelisiniz beni. ‘ dibine kadar yaşamayı seven ama belki de yaşayamayan birinin vasiyetinden diyebilirsiniz elbet.
 Arabesk laflar etmeyin yeter. Sıradanlığı sevmem en sıradışı cenazeyi isterim.  Müzik olmalı mutlaka. Müzikler   öldüğüm yaşa hitap etmesin. Ruhum hep ondokuz unutmayasınız. Madem taşlarımın üzerine gelecekseniz ritmini iyi tutturun isterim. Lütfen sırayı bozmayın önce ağırdan alıp hareketlenin.  Ağlayıp, zırlayıp öldüğümü hissettirmeyin.
Çok entel davranmanıza da gerek yok, sıkılırsanız derdinizi de dinlerim.
Bencilce bulabilirsiniz belki ama arta kalan paraları dağıtmayı düşündüğüm bir vasiyet mektubum olmayacak, olursa sadece sayenizde tarihe geçebilecek ölümüm olacak.
Orada zaman nasıl işliyor bilemem o nedenle gelişen teknolojiyi, modayı takip edemem arada onlardan da haber verin.  
Kavga bile edebiliriz öldüğümde, olaylara tavrımı hep bilirsiniz değil mi? Neye daha çok sinirlendiğimi bile. Kızdırdığınızı hissedip, yaşarken ki ses tonumu sadece siz duyabilirsiniz.Kim bilir belki taşlarımın üzerinde bangır bangır bile bağırabilirsiniz. En şanslı ben olacam yine. Yaşasın! Herkes beni haklı bulacak taşlardan hiç sesim çıkmadığı için, oysa ki siz ‘ ne çingenedir o  bilmezsiniz’ diyeceksiniz.
Bunları yapacaksınız değil mi?  Yaparsanız bunları size sonsuza kadar minnettar olurum ayrıca  yaşadığım için değil, öldüğüm için "ne şanslıymışım be "bile derim!!!





.






No comments:

Post a Comment