Sunday, November 13, 2016

RÜYA


Rüya ile gerçeği mi ayırt edemiyor zihnim? Uyanık gibiyim ama değilim.  Bir kalabalık şehirde uyanıyorum, bir yolculukla başlıyor rüyam,  annemi özlediğimi fark ediyorum otobüsün camına yapışırken. Müzik zihnimi bulandırıyor. Her geçen insanı eski yaşantımdan biri sanıyorum. Her şey değişecek biliyorum diyorum, sonra aynı çemberde görüyorum kendimi. Kediler görünüyor sonra. Gerçeğe döndüğümü anımsıyorum.

Hiçbir anı biriktirmemekti amacım ama rüyalarımda bile zihnim karışıyor. Otobüsten sesler yükseliyor, çocuklar ağlaşıyor, birileri homurdanıyor. Ben fotoğraflara bakıyorum,gaipten sesler geliyor sanıyorum, gözlerim bulanık görüyor diyorum, bir daha bir daha bakıyorum ve değişen bir şey olmuyor.

Nerde olduğumu anlamıyorum kaç yıl öncesine gittiğimi ya da ? Ne hissettiğimi de anlamıyorum önce. gözyaşlarım kendini salıyor. Sonra hızla sorular yükseliyor beynimde.  Hiçbir şeye hazır olmamanın hazırlığında olmak nasıl bir duygu peki? Inanmam dediğin her şeye inandırdın sonra. Ben ki sözlere kanardım. Sesim cılızlaşırdı, kuşlar susardı, rüzgar uguldardı sonra. Bir ışık sönerdi, bir uykusuz uyanırdı. Bak bu bahar ne çok hit oldu şarkılar, bak ne çok insan öldü. Bak nasıl da insanlar öfkeli. Bak ben hala burada, bak ben hala saf, bak ben hala benim..  Rüyamda öfkeliyim ama, öfkem yankı gibi çarpıyor suratıma şimdi. Ne olduğu belirsiz bir öfke belki de.

Ara ara sözler, rüyalarıma karışıyor ve yüreğin bedenle ilgisi olmadığını o küçücük beynin algılayabiliyor mu merak ediyorum? Küçücüğüm, inceciğim, narinim üstelik ama yürekli, ama cesur ama ve ama senin hiç olmadığından, ama senin olamadıklarından. Not et bir kenara hazır olduğunda okursun belki.
 Aşkın körlüğü denen şeyin olmadığına ikna ederdin sonra.  Her şeyin yok olduğuna,” karahindiba çiçeği gibi” derdin aşka, ben saflığını ve temizliğini kastettiğini sandım oysa öyle demek istemediğini her bir parçam dağılınca anladım  “ ben durdum ve sen üfledin”. Unuttuğun bir şey var ama her tüy bir tohum oluyor, yeniden doğuyor sonra öldürdüğün her bir ruh. Bil istedim.. 🔻



Ben bir kedi uysallığına bürünürdüm, sen ise hırçın aslana. Ben sıcağı severdim.  Sen ise bir korkak gibi kaçardın.  Rüyamda bir şey demiştir sandım ama değişen bir şey yokmuş onu anladım.
Atlar, prensler karışıyor yollara sonra. Süvariler üstüme üstüme geliyor. Korkudan ne yapacağımı bilemiyorum ve her yerden sesler yükseliyor. . “Now so long, Marianne, it's time that we began to laugh and cry and cry and laugh about it all again” ve ben ŞAH MAT olmadan uyanıyorum..